Ana Sayfa »
kürt toplumu
,
kürtçe sözlük
,
sözlü kürt edebiyatı
,
toplum
» Sözlü Kürt Edebiyatı ve Toplum
Sözlü Kürt Edebiyatı ve Toplum
Unknown 7 Kasım 2013 Perşembe 07:42
SÖZLÜ KÜRT EDEBİYATI VE TOPLUM
Sözlü edebiyatın hem kaynağı hem de muhatabı toplumdur.
Yüzyılların birikimi ile oluşan insanlık kültürünün doğal bir şekilde
ortaya çıkan iletişim ve paylaşım alanı olduğu için sözlü edebiyat
bir yandan toplumdan beslenirken, öte yandan toplumu besler.
Sözlü Kürt edebiyatı ürünlerinde hayat tecrübeleri aktarılır, ortak
acılar ve sevinçler dile getirilir. Gençlere verilen nasihatlerden
beddualara, harman yerinde ya da tandır başında çalışanların
söyledikleri ezgilerden, uzun kış gecelerinde dinlenen anlatılara,
sohbet için yapılmış köy odaları ve divanhanelerde dillendirilen
yaşanmış olaylara kadar hayatın her alanındaki durumları içinde
barındırır. Bu anlatımlar içeriklerine göre atasözü, ninni, mani,
bilmece, masal gibi isimlendirmelerle türlere ayrılırlar.
Sözlü edebiyat ürünlerinin aktarılması yoluyla, çağların imbiğinden
geçen bilgi, deneyim ve tecrübelerin sözlü gelenek vasıtasıyla
kuşaktan kuşağa aktarıldığını söyleyebiliriz. İnsanların günlük
hayatlarındaki en sıradan olaylardan en olağanüstü olaylara kadar
hafızalarda kalan her türlü sosyal, siyasi, ekonomik ve insani
durumlar, sözlü edebiyat ürünlerinde ete kemiğe bürünürler.
Bu türlerin aktarımcısı, icra edicisi olan gezgin anlatıcılar, Kürt
toplumunu oluşturan aşiretlerin durumu hakkında bilgiler vererek
bir bölgenin diğer bölgeler hakkında bilgi edinmesini sağlarlar.
Öte yandan bir bölgedeki sözlü edebiyat ürününü yaygınlaştırarak
bölgesel olmaktan kurtarır, o anlatının milli bir aşamaya
yükselmesine ön ayak olurlar. Değişik yörelerde kullanılan şive ve
ağızların birbirine yakınlaşması, aşiretler arası savaşların anlatıldığı
sözlü tarih aktarımı, geleneklerin yaşatılması gibi birçok alanda
sözlü Kürt edebiyatı toplumsal bir işleve sahiptir
Benzer Başlıklar;
Dünyanın iklimi değişmedikçe , hiçbir kanun aklın adalet değirmeninde öğütülecek kadar; temiz, vicdani ve ahlaki değildir. Ozan Deniz Sarıtop