Gerçek şu ki, felsefe yeryüzünde Kürtler'in ataları ile başlar ve ilk filozof da Zerdeşt'tir.
KÜRT FİLOZOFLAR 1 - ZERDEŞT (ZERDÜŞT)
Mihemed RONAHÎ
İnsanın entellüktüel yaşamında en üst aşamadır felsefe. Derinlikli bir
uğraştır. Kadim insan, doğaya karşı çaresizliğini felsefe sayesinde
yenmiş ve bu günümüze dek gelmiştir. Fakat insanlık antik zamanlardan
günümüze değin felsefi problemlerini bitirememiş ve bitiremeyecek de.
Çünkü insan olduğu sürece problemler olacaktır ve problemler odukça da
felsefe olacaktır. Bu yüzden felsefenin, insanın varoluşsal
problemlerine karşı kendi kalkanı olduğunu ifade edebiliriz. Felsefe
sayesinde kendini bu problemlere karşı müdafaa etmektedir. Sadece
varoluşsal alanda değil aynı zamanda bilişsel, sosyal alanda, varlık ve
yoklukta kısaca insan ve insanlığa dair tüm mevzularda felsefe,
kendisini sevenlerin önüne ışık saçmakta ve yollarını aydılatmaktadır.
Felsefe, medeniyetlerin ve kavmî kültürlerin en yüksek ifadesi olduğu
için, denilebilir ki bütün büyük ve eski kavimler felsefeye ve
filozoflara sahip çıkmakta ve onları kendilerine mal etmeye
çalışmaktadırlar. Sözgelimi Avrupa o kadar felsefeye sahip çımaktadır
ki, insanlarda Avrupalı filozofların dışında filozof olmadığı kanısına
yol açmaktadırlar. Hatta felsefeyi kendi antik Yunan medeniyetleri ile
başlatırlar. İşin kötü tarafı da dünyanın diğer kavim ve kültürlerine
sahip insanlardan buna karşı itiraz çıkmamakta ve onlar da bunu kabul
etmektedirler. Örneğin Türkiye'de, milli eğitimin lise müfredatındaki
felsefe kitaplarına baktığınızda onların da felsefeyi Yunan'dan
başlattığını görüyorsunuz. Ve sadece Türkiye'de değil diğer devletlerde
de durum budur. Felsefeyi antik Yunan'dan başlatırlar. İlk fiozoflar
olarak da Thales'i, Anaximandros'u ve Anaximenes'i gösterirler. Lakin bu
Avrupa'lıların bir kandırmacasıdır. Felsefe Kürdistan'da başlar ve ilk
filozof da Zerdeşt (Zerdüşt)'tir. Bunu iddia eden sadece ben değilim,
Nietzsche gibi Avrupa'nın en büyük filozoflarından birinin de iddiası bu
ve onu ilk filozof olarak kabul eder. Gerçi sadece Nietzsche değil
diğerleri de, söze konu olduğunda “filozof Zerdeşt” derler ve fakat
felsefeyi de kendi medeniyetlerinde başlatırlar. Eğer Zerdeşt filozof
ise ve onların sözkonusu diğer filozoflarından önce yaşamışsa felsefe
nasıl Yunan'dan başlayacaktır ki?
Bu konu üzerinde biraz durmak istiyorum. Bu, (ilk filozofun Zerdeşt
olduğu konusu) kanıtlanmış bir gerçektir. Doğrusu bunu hiç kimse inkar
etme gücüne sahip olamaz fakat Kürtler devletsiz/sistemsiz olduğu için,
bilim dünyasında bunu uluslar arası meyanda dile getiremiyorlar ve zaten
diğer devletler de buna sahip çıkmıyorlar. Kürtler'in üniversiteleri
olmuş olsaydı bu gerçek gibi daha pek çok gerçeklik açığa
çıkartılacaktı. Nedir bu gerçeklik? Gerçek şu ki, felsefe yeryüzünde
Kürtler'in ataları ile başlar ve ilk filozof da Zerdeşt'tir. Evet Şimdi
biz onun fikir ve düşüncelerin geçelim. Berrrak bir biçimde göreceksiniz
ki ilk Yunan'lı filozoflar düşüncelerini onun felsefesinden
devşirmişlerdir.
Zerdeşt Kürdistan'lı bir filozoftur. Milattan önce altıncı yüzyılda
yaşamıştır. Her ne kadar kaynaklarda yaşamı hakkında farklı bilgiler
ortaya konuluyorsa da çoğunlukla İran'lı tarihçiler milattan öce 660
yılını onun doğumu olarak kabul ederler. (“İlk filozof” Thales'in doğumu
M.Ö 625 olarak kabul ediliyor ç.n.) Urmîye bölgesinde dünyaya
gelmiştir. Aslen Med'lidir. Felsefesi çelişkiler üzerinedir. Zerdeşt'e
göre hayatta her şey karşıtı ile bilinir. Örneğin iyilik ve kötülük,
karanlık ve aydınlık, gece ve gündüz, yoksulluk ve zenginlik, bilgelik
ve cehalet gibi. Bunlar birbirinin karşıtıdır ve bunlar arasında sürekli
bir savaş vardır. İnsanlar için de aynı şeyi söyler Zerdeşt: İnsanı üçe
ayırır: Beden, bilinç ve ruh. Beden elementlerden oluşur. Et ve kemik
topraktandır. Ölümden sonra beden, gerçeğine döner ve tekrar toprak
olur. Vücuttaki su ve kan da böylece gerçekliklerine dönerler ve tekrar
su olurlar. Nefes de havadır ve o da gerçekliğine kavuşarak hava olur.
Ruh, bedenin hareketine yol açar. Bilinç, ruhun dönüşümüne ve hesap
gününde hesaba sebebiyet verir. Öldükten sonraki yaşamda, insan ne
eylemişse bu hayatta, bilinç vasıtası ile o insanın önüne çıkar. Eğer
erkek iyilik yapmışsa, onun o iyiliği güzel ve genç bir kıza dönüşerek
onun önüne çıkar. Kötülük yapmışsa, o kötülüğü oldukça çirkin bir kızın
suretiyle karşısına çıkar. Aynı şey kadınlar için de geçerlidir.
İyilikleri genç ve yakışıklı bir erkek olarak karşılarına çıkar,
kötülükleri de kirli, pis ve şapşal bir adam olarak karşılarına çıkar.
Beden ile birlikte bilinç de ölür. Ruh bedenden farklı olarak element
değildir. Ahura Mazda'dandır ve ölümsüzdür. Sonuçta o da Ahura Mazda'ya
dönerek gerçekliğine kavuşur.
Zerdeşt'in bu ifade ettiklerinden hareketle diyalektik düşüncesinin
babasının Zerdeşt olduğunu net bir biçimde iddia edebiliriz. Lakin
günümüz müfredatında diyalektiğin babası olarak Yunan'lı Herakleitos(M.Ö
540-480) gösterilir. Doğrusu Zerdeşt Herakleitos'tan yüzyıl önce
diyalektikten bahsetmiştir. Zerdeşt'in bu düşüncelerini Mezopotamya'dan
antik Yunan'a taşımışlar. Sadece diyalektikte değil, Zerdeşt kendi
felsefesinde ateşe büyük bir önem verir ve ona göre ateş güneşten bir
parçadır, bizzat Ahura Mazda'nın da ruhudur. Zerdeşt'e göre ateş yaşamın
çeşmesidir ve kutsaldır. Zerdeşt sadece ateşe değil suya, toprağa ve
havaya da büyük bir önem verir. Onun bu düşünceleri, yine antik Yunan'ın
ilk doğa filozofları tarafından kullanılır. Sözgelimi Herakleitos hem
diyalektik düşüncesini hem de ateşin kutsallığı düşüncesini Zerdeşt'ten
alır. Thales bu öğelerden sadece suyun, Anaximenes havanın üzerinde
durmuş, Empedokles bunlara toprak öğesini de ekleyerek bunları ilk
element/töz olarak kabul etmiştir.
Yukarıda açık bir biçimde ortaya koyduğumuz gibi Yunan'lı filozoflar
Med'li Zerdeşt'ten etkilenmişlerdir. Bu konuda pek çok eser ve kaynak
vardır. Tüm kaynaklar Zerdeşt'i ilk filozof olarak gösterir, ilk
felsefeler ve ilk filozofların düşünceleri onun tarafından ortaya
konulmuştur. Fakat bugün sadece Zerdeşt ve onun felsefesi değil,
Kürtler'in bütün değerleri ve yüksek edimleri ortadan kaldırılmıştır.
Eğer Kürtler bugün bir devlet/sistem sahibi olmuş olsalardı Kürtler'in,
uygarlığının kurulmasında en önemli rolü oynadığını herkes görecekti.
Çünkü Kürd'ün anayurdu, kültür ve medeniyetin beşiğidir. Bugün inkar
edilse, kültür ve tarihlerine yaşam hakkı tanınmasa bile Kürtler'in
ataları bugünün dünyasının teşekkülünde öncelikli rol oynamışlardır.
Bu yazımdan başlamak suretiyle her çalışmamda ayrı bir Kürt filozof
üzerinde duracağım ve o zaman siz Türk, Arap ve Fars olarak kabul edilen
pek çok filozofun Kürt olduğunu göreceksiniz. Bence bu çalışma Kürt
düşünce ve felsefesinin de sınırlarını ortaya koyacaktır.
Çeviri: Adnan FIRAT
__________________________________________
FİLOZOFÊN KURD 1 - ZERDEŞT
Mihemed RONAHÎ
Di jiyana mirovan ya entellektuelî de asta herî bilind felsefe ye.
Felsefe xebateke derûnî ye. Mirovê kevnar neçariya xwe ya li hember
xwezayê bi arava felsefeyê têkbiriye û hatiye vê demê. Lê mirovan ji
demên kevnar heya îro, hê pirsgirêkên xwe yên felsefî neqedandine û dê
neqedînin jî. Lewra heya mirov hebe pirsgirêk dê hebin û heya pirsgirêk
hebin felsefe dê hebe. Ji ber vê yekê meriv dikare bêje felsefe mertalê
mirovan yê li hember neçariya wî ya heyînî (ontolojîk) ye. Bi arava
felsefeyê xwe ji van pirsgirêkên heyînî diparêze. Ne tenê di warê heyînî
de, di heman demê de di warê zanînê de,di warê civakê de di warê hebûn û
tunebûnê de kurta qisê di hemû warên di derbarê mirovan û mirovahiyê de
felsefe şewqê dide pêş hezkiroxên xwe û rêya wan ronî dike.
Ji ber ku felsefe asta şaristanî û çanda netewan ya herî bilinde,hema
bêjin hemû netewên mezin û kevnar li felsefe û fîlozofan xwedî
derdikevin û wan ji xwe re dihesibînin. Serqisê ewrûpayê îro hingî xwe
li felsefeyê kiriye xwedî,gava behsa felsefeyê tê kirin meriv dibêje qey
ji fîlozofên ewrûpayê bêtir tu fîlozof dernektine li dereke din. Heta
felsefeyê jî bi şaristaniya xwe ya kevnar a yewnanan didin destpêkirin.
Ya xirab jî tu zana û entellektuelên cîhanê yên netewên din jî li hember
vê yekê deng nakin û ew jî dipejirînin. Wekmînak li Tirkiyê gava hûn li
kitêbên ciwanên lîseyî dinêrin,perwerdehiya neteweyî ya Tirkiyê di
mufredata lîseyan ya felsefeyê de,felsefeyê ji yewnanan dide
destpêkirin. Ne tenê li Tirkiyê weka ku me li jor jî got li dewletên din
jî rewş wisa ye. Felsefeyê ji yewnana kevnar didin destpêkirin.
Fîlozofên ewil jî wek Thales, Anaximandros, Anaxsimenes didin naskirin.
Lê ev xap a ewrûpayîyan e. Felsefe ji mezopotamyayê destpêdike û
fîlozofê ewil jî Zerdeşt e. Vê yekê ne ku ez dibêjim fîlozofê wan ê herî
navdar Nietzsche jî dibêje û dipejirîne. Ne tenê Nietzsche hemû ji
Zerdeşt re dibêjin “Zerdeşt fîlozof e” lê felsefeyê ji şaristaniya xwe
didin destpêkirin. Ma dema ku Zerdeşt fîlozof be û beriya van fîlozfên
wan ên ewil jiya be çawa felsefe ji yewnanan destpê dike?
Ez dixwazim niha li ser vê mijarê rawestim. Ev yek rastiyeke misoger e.
Birastî tu kes nikare vê rastiyê înkar bike,lê ji ber ku dewleteke
Kurdan tuneye Kurd nikarin di warê zanistî de bi awayekî navnetewî xwe
bînin ziman û tu dewletek din jî li vê rastiyê xwedî dernakeve. Heke
zanîngehên Kurdan hebiyana gelek rastiyên dîrokî yên weka vê rastiyê
derketa holê. Çiye ev rastî? Rastî ev e ku, li ser rûyê cihanê felsefe
bi bav û kalên Kurdan destpêdike û fîlozofê ewil jî Zerdeşt e. Niha em
dê fikr û ramanên wî,felsefeya wî pêşkeş bikin. Hûn dê bi awayekî zelal
bibînin ku fîlozofên yewnanan yên ewil fikrên xwe ji ber felsefeya wî
stendine.
Zerdeşt fîlozfekî Kurdistanî ye. Beriya zayînê li dora şesedî jiyaye.
Digel ku di warê jiyana wî de gelek dîrokên cuda tên nîşandan jî,bi
pirranî dîrokzanên îranî jiyana wî di 660 ê berê zayînî de dipejirînin.
Li herêma urmiyê ji dayik bûye. Bi eslê xwe medî ye. Felsefeya Zerdeşt
li ser nakokiyan e. Li gorî felsefeya Zerdeşt di jiyanê de her tişt bi
dijraberê xwe tê nasîn. Wekmînak baş û xirab,tarîtî û ronahî,şev û
roj,hejarî û dewlemendî,zanayî û nezanî. Dijraberê hev in û di nava wan
de her tim şer heye. Li ser mirovan jî wisa dibêje Zerdeşt. mirovan dike
sê beş: Laş, hiş, giyan (rih). Laş: Laş ji elementan pêk tê. Goşt û
hestî ji axê ne. Piştî mirinê, laş li rastiya xwe vedigere û car din
dibe ax. Xwîn û ava di laş de jî herweha li rastiya xwe vedigerin û car
din dibin av. hilm ji hewayê ye. Piştî mirinê ew jî li xwe vedigere û
dibe hewa. Giyan dibe sedema tevgera laş. Hiş: Hiş dibe sedema
înkarnasîyonê û hesabê roja paşîn (qiyametê). Di jiyana piştî mirinê de,
mirov çi kiribe, bi rêya hiş ew tişt derdikevin pêşiya mirov. Heke mêr
başî kiribe, başiya wî dibe beden û dikeve şiklê keçikeke ciwan û rind û
derdikeve hemberî wî. Heke xerabî kiribe, ew xerabî jî dibe beden û
dikeve şiklê keçikeke gelek ne xweşik û derdikeve hemberî wî. Ji bo
jinan jî heman tişt dibe. Başiya wan di bedena xortekî ciwan û rind de,
xerabiya wan jî di bedena xortekî gemar, pîs û şindokê mêran de
derdikeve hemberî wan. Bi laş re hiş jî dimire. Giyan: Ew ji bedenê
cudatir e û ne element e. Giyan ji Ahura Mazda ye û nemir e. Roja dawî,
ew jî li rastiya xwe vedigere û dibe Ahura Mazda.
Li gorî van gotinên Zerdeşt bi awayekî gelek zelal em dikarin bêjin ku
ramana diyalektîkê bi Zerdeşt destpê dike. Lê di mufredata îroyîn de
bavê diyalektîkê wek Herakleitosê yewnanî tê nîşandan. Ya rastî Zerdeşt
sed sal beriya herakleitos behsa diyalektîkê kiriye. Van ramanê Zerdeşt
ji mezopotamyayê barî yewnana antîk kirine. Ne tenê mijara
diyalektîkê,Zerdeşt di felsefeya xwe de cîhekî bi tayibet dide agir jî
li gorî wî agir ji rojê perçeyek e û giyanê ahura Mazda bixwe ye. Li
gorî Zerdeşt agir kaniya jiyanê ye û pîroz e. Ne tenê agir,Zerdeşt
girîngiyeke mezin dide avê,axê û bê jî. Van ramanên wî jî dîsa li
yewnana kevnar ji aliyê fîlozofên ewil yên xwezayê hatine bi kar hanîn.
Serqisê herakleitos him diyalektîkê him jî ramana pîrozweriya êgir ji
Zerdeşt digire. Thales ji van xalan tenê li ser avê disekine.
Anaxsimenes li ser hewayê disekine. Empedokles ax jî daye ser van xalan û
ew jî wek elementa ewil pejirandiye.
Li gorî ku me li jor jî diyar kir,bi awayekî eşkere fîlozofên yewnanî ji
Zerdeştê medî bandor girtine. Di vî warî de gelek behrem û çavkanî
hene. Hemû çavkanî jî nîşan didin ku Zerdeşt fîlozofê ewil e û felsefe û
ramanên fîlozofên ewil jî yekem car ji aliyê wî ve derketine holê. Lê
îro ne tenê Zerdeşt û felsefeya wî, hemû nirx û serbilindiyên Kurdan ji
holê hatiye rakirin. Heke îro netewa Kurd xwedîdewletek biya dê bihata
dîtin ku Kurdan di avabûna şaristaniya cîhanê de rola herî girîng
leyîstine. Lewra welatê Kurd ango Mezopotamya dergûşa çand û şaristaniyê
ye. Her çiqas îro werin înkar kirin û tu mafê jiyanê ji çand û dîroka
wan re neyê naskirin jî,bav û kalên Kurdan teşe dane şêwaza cîhanê ya
îroyîn.
Ez dê bi vê nivîsê re destpê bikim û her carekê li ser fîlozofekî Kurd
rawestim hûn dê wê demê bibînin ku gelek fîlozofên ku Tirk û Ereb û Ecem
lê xwedî derketine birastî Kurd in. Ev xebat li gorî min dê sînorê
raman û felsefeya Kurdan jî dê bide nîşandan.(haberdiyarbakır)