Güncel Başlıklar:
Ana Sayfa » , , , , , , » Ahmede Xane Döneminde Sanat ve Mimari

Ahmede Xane Döneminde Sanat ve Mimari

Unknown 10 Temmuz 2013 Çarşamba 13:00




 Daha öncede belirttiğim üzere Türk seyyah Evliya Çelebi bölgenin şehirlerindeki binaları ve bu şehirlerdeki mimari sanatı mükemmel bir şekilde anlatmıştır. Örneğin; Diyarbakır hakkında, “Diyarbakır’da çok sayıda yüksek bina gördük. Şehirde evlerdeki 140 özel hamamın dışında 12 genel hamam bulunmaktadır.” Şehrin kaleleri ve Ulu cami’deki sanat ve mimariyi tasvir etmekte, Diyarbakır’ın her büyük camiinde büyük bir medrese bulunduğunu belirtmekte, bu medreselerin ayrıntılarına girerek her birisinin özel bir ilme tahsis edildiğini, her medresede Kuran okuyucularının bir “şeyh”i bulunduğunu ve Ulu cami imamı olan Veli İmam’ın tahsilini Ezher’de tamamladığını ifade etmektedir. Evliya Çelebi bölge şehirlerinden Bitlis içinde Şunları söylemektedir:
        “Bitlis’te 5 binden fazla güzel yüksek bina gördük. Denildiği gibi, bu şehir gerçekten cennet gibidir. Burada 5 genel hamam, 600 özel ev hamamı bulunmaktadır. Şehirde 10 camii yer almakta, her camiinin bir medresesi ve hocası bulunmaktadır.”
       Evliya Çelebi Bitlis’te yaşayan Mîr Abdal Han’ın astronomi, felsefe, kimya ve simya ilimlerini bilen bir âlim olduğunu belirtmekte, onu konuşması düzgün bir şair, yazar ve onlarca ilmi ve çok sayıda sanatı bilen bir bilgin olarak tanıtmaktadır.Bitlis’in Ahmet Paşa tarafından işgal edilmesinden sonra Mîr Abdal Han’ın geride bıraktığı kültürel miras hakkında da Evliya Çelebi şunları söylemektedir:
       “Geride 7 deve yükü kadar kitap bıraktı. Onun özel kütüphanesi; din, tarih, dil, biyoloji, botanik, tıp, anatomi ve şiire ilişkin 4 bin nüshadan fazla değerli elyazması kitaplar, divanlar, çeşitli haritalar, resimler ve nâdir tablolar içermektedir. Kitapların çoğu ciltlidir. Ciltleri gayet sağlam ve süslüydü. Bizzat kendisinin yazdığı eserler 105 kitaptan, Arapça ve Farsça yazdığı 86 kitaptan oluşuyordu.” Şerefname’nin yazarı kendisinden önceki âlimler ve eserleri hakkında ayrıntılı bilgiler vermekte ve şu sonuca varmaktadır:
         “Bu biyografileri sunmadaki amacımız Bitlis şehrinin eskiden beri her zaman erdemli kimselerin ve âlimlerin yurdu, Edebîyat ve sanat erbabının merkezi olduğunu göstermektedir.”
         Tarihsel olarak çeşitli ilimlere özet olarak değindik. Hânî, kendi döneminde ve kendisinden önce yaşamış olan âlimlerden bahsetmeyip, bize sadece bazı şair ve âlimlerin isimlerini ithaf etmektedir. Şerefname ve Seyahatname’den de Ahmed-i Hânî’yle büyük bilginlerin vasıflarını görüyoruz. Yine onu bilgi ve büyüleyici söz tecrübesini birleştirip sözü nerede ve nasıl kullanacağının bilincinde olan, çeşitli dilleri ve Kürtçenin muhtelif lehçelerini iyice bilen ve eserlerinde bunlarda olabildiğince yararlanan bir ilim adamı olarak görmekteyiz. Hânî gibi yazar, şair ve mutasavvıf âlimler olsa olsa daha önce bahsedilen tarihsel koşulların şekillendirdiği ilmi bir muhitin ürünü olabilir. Bizzat Hânî’de ilmî ilerlemenin bir özünü gördüğümüz gibi, “Mem û Zîn”de de dönemin genel ilmî ilerlemesini gösteren medeniyet tablolarını canlı bir şekilde görüyoruz.